Saatle Gelen Büyük Sırtıkara

Bizde yeni malzeme hayırlanır, o gün bayramlıklarını almış bir çocuk gibi pırpır eder yüreğimiz. Malzemenin kısmetine av da güzelse tadından yenmez.

Meraya yaklaşırken henüz birkaç km kala suyun rengini görmemle eyvah dedim. Bildiğin buz mavisiydi. Dönsem mi yoksa süpriz bir pelajik çalışmaya değer mi diye çok düşündüm. Uzun süredir dalmadığım için biraz mahsun biraz umutla yine de denemeye değer dedim. Kıyıda rüzgar 8 knot dalga boyu yüksekti. Meranın taşlık alanlarında kısmetimi aramaya başladım, 5 metreden sonra görüş yoktu, bu sebeple yeni saati hakkıyla deneyemedim ama işini yaptı.

Son dalışımda makarayı bitirip, sonra da şişi takıp yırtan iri kofana aklımdaydı. Su üstünde gelmişti ve ben açığa çıkamadan geri dönüp kıyıdaki taşlara şişi takıp yırtmıştı. Kısa agaşonlar yapıp hamlığımı atarken, satıha çıktığım bir anda koca bir kofana yanımda beliriverdi. Yaş aldıkça çöken ense kökünden oldukça iri olduğunu kestirbiliyordum. Dalgalarda avını ararken muhtemelen sesime doğru yönelmişti. Düşünmeye fazla vakit yoktu o bulanık suda karambol bir atış yaptım. Şişi yemesiyle makarayı açması bir oldu. Ben de arkasından var gücümle palet bastım, bir taraftan ip açmasına müsaade ediyorum bir taraftan da geri dönüp sığ alanda taşlara takar diye ipin mesafesinden daha uzak bir noktaya ilerlemeye çalışıyordum. Bu yıllardır pelajik avlarda edindiğim bir deneyim olsa da geçenki kofana benden daha hızlı davranmıştı, şimdi bu şansı veremezdim. Oldukça açık bir noktada balığa iyice yaklaşmıştım bu arada zıpkın çok gerimde kalmıştı ve makarada ipte bitmiş olmalıydı. Balık kalama misinasındaydı fakat alt yüzgeçlerin hemen gerisinden vurulmuştu, yırtma ihtimali %70. Böyle zamanlarda 2 şey çok önemli, bir balığa yaklaşırken misina herzaman elinden çıkabilecek kadar gevşek olsun, iki kofanaya parmakları kaptırma. Balığa her yaklaşmamda daha güçle uzaklaşıyordu ama her güçlü kuyruk darbesinden sonra önce biraz yavaşlıyor sonra yüzeye yaklaşıyordu. Bu dinlenme zamanlarını yakalarsam balığı kucaklayabilirdim. Bu düşünceler arasında, balık dinlenmeye başlarken hamlemi yaptım ve korkarak da olsa kucaklamaya başardım. Ağzına asla elimi yaklaştırmadım ve kollarımla balığı kavramaya çalıştım. Balığı güç bela söndürüp elime aldığımda iyi ki gelmişim dedim. Balığın kuyruk tarafında eski bir olta izi de vardı. Belli ki badireler atlatmış ve tecrübeli bir balıktı. Bir ıskaroz bir çupra ve kefalle günü kapattım. Daha güzelleri emek eden dostlarımıza nasip olsun.

Herkese keyifli avlar dilerim.