Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz
Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.
Merhaba değerli forum üyeleri !
Artık yavaş yavaş stokları eritiyoruz. Hep levrek hep levrek nereye kadar dedim ve bu gönderide aldım sizi götürdüm Akdeniz'e .. Meraları bilmediğim için pek güzel balıklar vuramadım ancak fotoğraflar görülmeye değer.
Akdeniz'in suyu farklıymış. Ben meralarımın kıymetini iyi bileyim. Öncelikle daldığım en sığ yer 15 metre oldu. 15-20 metrelere sürekli in çık yapa yapa kondisyon harika oluyor tabisi ancak elle tutulur bir balık ben vuramadım ne yazık ki. Akşamlığı hep çıkarttım şükür ama hayalimdeki trofe akyalar,gridalar,sinaritler hep minimal boylardaydı.
Bazı anlar oldu ki fırsatlar önüme çıktı ben değerlendiremedim. Şans eseri indiğim bir taşın üstünde duran,vurması garranti olan 5-6 kiloluk gridayı çift 14lük dunlop lastiklerimin o derinlikte işe yaramadığını fark etmemle kaçırdım. Sadece gridayı değil pek çok balığı ıskaladım bu nedenle.Hele sinarit gibi çevik bir balığı bu lastiklerle vurmam imkansızdı. Döndüğümde çift 16lık ile kombine etmek zorunda kaldım tüfeği. Derin suda o kadar güç kaybı yaşanıyordu ki hedef aldığınız yerin yarım metre altına düşüyordu şiş.
Yazın başından sonuna kadar süren Akdeniz'e inip çıkma maceram bu sene bazı engellerle karşılaştı.Haziranda çıktığım yolculuğumuzda hedefimiz İzmir'den Kıbrıs'a kadar yelken yapıp dönmekti.
Ne yazık ki üniversitenin yaz okulu çıkınca başımdan kaynar sular döküldü.Apar topar otobüsle İzmir'e dönüp 1 aylık yaz okuluna gitmek zorunda kaldım.. Tabi tüm planlar ve hayaller yarıda kaldı. Ancak cuma günleri otobüse atlayıp geliyordum pazar gününe kadar devam ediyorduk yolculuğa.Pazar akşamı tekrar İzmir'e..
Bu 1 aylık süreçi,doğal liman olarak kullandığımız doğa harikası Bencik Koyu'nda geçirdik.1 ay demirde burada kaldık. Bu koy denizden içeriye 1 mil kadar uzanan ucu kapalı bir boğaz gibi. Ağaçların kökleri denizin içinde. Burada dalış yasak tabi ki çoğu yerde olduğu gibi. Dalışa serbest birkaç bölge veyahut ada var. Botla oralara gidip dalıyordum. Bu bölgelerde sahil güvenlik vızır vızır dolaşıyor çünkü.
Bu fotoğrafı önceki yazılarımın birinde de eklemiştim.Tekrar ekleyeyim.Bahsettiğim Bencik Koyu burası. Sanırım telefonla çektiğim en güzel fotoğraf bu olabilir hemde yattığım yerden. 🙂
Gelelim balıklara. Bahsettiğim gibi neredeyse tüm koylar,sahiller direk derinden başlıyor ve daha da derinleşerek bir duvar gibi devam ediyor. Teknenin kıçı 10 metredeyse başı 15 metrede olabiliyor.
Geçen seneki Akdeniz turumda zamanım daha bol olduğu için daha çok dalmış ve daha çok yer keşfetmiştim.Doğal olarak daha güzel balıklarda vurmuştum. Harika çupraları ve trofe olmasa da güzel akyaları ve baraküdaları kandırabilmiştim. Bu seneyi böyle geçtik
Belirlediğim dalış noktalarına gidiş.
Akdeniz, Ege sularına göre bayağı bir farklı. Aslan balıkları neredeyse her taşın altında. Balon balığı ordusunuda her dalış görmek mümkün. Ege'de olmayan türler var
Tral balığı İzmir sularında yok. Akya gibi kuvvetli,yakalaması zevkli ama lezzet konusunda 6/10 alır kendimce. Su sıcak olduğu için hayvanlar yağ tutmuyor. O yüzdendir tadı. Mesela Karadeniz'de tutulan palamutla Ege'de tutulan palamut gibi.
Bu da amatör bir şekilde,kafa çekimini denemek için çektiğim sargoz videosu.Kamera pek kaliteli olmadığı için görüntüsüde öyle
Buncağızlarda günlük avlarımdan birisi. Her gün böyle 2-3 parça balık vursam yetiyordu. Kefal vurursam onu farklı bir şekilde ağırlıyordum. Tarifini aşağıda yazacağım.
Dalmadığım günlerde ekmekle sokar balığı tutardım.
Ufak,tek bir iğne ve biraz ekmek içi yeterli. Bir kova tutmak mümkün. Tutması da o kadar zevkli ki anlatamam. Zaten ekmeği görür görmez direk yutuyorlar ve oltayı alıp götürüyorlar. Tek sıkıntısı sırtındaki iğnelerin batınca biraz acıtması. Temiz yerlerden tutulan sokarın tadı gayet güzel. Ben çinekopa benzetiyorum tadını. Pulsuz ve çıtır çıtır. Bu arkadaşta kızıldenizden gelme.
Bazen kısmetimizi sırtı çekerek çıkartıyorduk
Balık fotoğrafları bu kısımda bitiyor. Gerisi fotoğrafçılığa giriyor 🙂
Yaz okulundan sonrasında zamanımız Fethiye'ye kadar gitmeye el verdi.Fethiye'ye ve Göcek'e deniz yolundan ilk kez geldim. Buraları Türkiye'nin hatta dünyanın en güzel yerleri ancak kıymet bilmiyoruz. Göcek'te suyun üzerindeki yağ ve pislik tabakası,Fethiye'de ki lağımın denize akması rezalet bir durum.Fethiye'de denize girmek isteyen bir insan ancak tekne turlarıyla uzaklardaki koylara gidip denize girebilir.Zaten Fethiye'nin içinde özellikle baktım denize giren var mı diye kimseyi görmedim. Kendi ellerimizle cennetlerimizi kirletiyoruz ve durduran yok.
Tarif Zamanı 🤪
Kefali topan olmadıkça pişirip yemem. Topan kefalin lezzeti ayrı. Zaten bizim burada Mordoğan'da çok meşhur. En ufağı 2 kilo çeken topanları bi güzel fileto yapıp mangala atarım yağlı yağlı.
Diğer kefallere gelirsek,vereceğim tarifle denemenizi aşırı tavsiye ederim. Çokk basit.
Gerekli malzemeler 400-500 gram bir kefal,limon,sarımsak,zeytinyağı ve tuz. İsteyen dereotuda kullansın.
Kefalimizi temizledikten sonra kikla gibi derisini yüzüyoruz ve ortadan filetosunu çıkarıp kuşbaşı ya da ince kesim olarak kesiyoruz. Çatala hangisi kolay gelirse.
Sonra bu etleri bir tabağa koyuyoruz ancak her yerine yayarak. Hiçbir yeri açıkta kalmayacak şekilde üzerine limon sıkıyoruz. 2 tane yeterli olur limonuna göre.
Limonlanan kefalimizi birazcık bekletiyoruz. Ne kadar beklerse o kadar çok yumuşar. 1-2 saat yeterli.
Beklettikten sonra etlerin yumuşadığını görüyorsunuz zaten. Bu aşamadan sonra üzerinde zeytinyağı gezdirip biraz tuz ve rendelenmiş sarımsak atıyoruz ve yenmeye hazır.
Son halini ok ile işaretledim. Tadını aldıktan sonra her kefale bu gözle bakacaksınız artık. 😀
Bu her balıkla yapılabilir ancak ben kefalleri böyle değerlendiriyorum.
Bu yazınında sonu burası. Umarım okurken keyif alırsınız. Herkese sağlıklı günler diliyorum.
Yazılmamış yazılarda görüşmek üzere..
Tebrikler Kaan, yine harika görüntüleri kaleminle buluşturmuşsun. Yemek konusunda seçici değilimdir, özellikle denemediğim şeylere illaki şans veririm. Fakat çiğ balık konusu (füme somon, lakerda, çiroz ve hatta suşi) damak tadıma kesinlikle uymuyor. Diğer bir yandan balıklarda oldukça fazla parazit olabiliyor ve hatta bunlardan bazılarını gözle görebilmek mümkün. Deneyecekler ayıklarken dikkat etsinler. (limon pişiriyor geyiğine hiç girmeyelim) 😆 😆 Sevmediğim için yorumum bu yönde yoksa sevene birşey demem. Bunların yanında daha sağlıksız neler yiyoruz. 😆 Tekrar nefesine sağlık 👍
Anlatım, görseller hepsi harika mest olduk 🙂 Nefesine kalemine sağlık dostum. Derinlere gidildikçe çift 14'ün etkisi azalmasın istiyorsan, small id lastik tercih edip, katsayıyı biraz yukarlara çekebilirsin. Ya da 3. bir 14'lük lastik alıp onu da indiğin derinliklere göre tak çıkar yapabilirsin. Ama ben ekonomik şeyleri severim, sağlam, adam akıllı bir çift 16 her zaman iş görür 🙂
Mordoğan'ı aradığımda yazına denk geldim, genç bir arkadaşımızdan böyle bir yazı okumak keyif verdi.
Bu vesileyle bir 10 gün daha kalacağım Mordoğan'da nerelere dalmam gerektiğini sormak isterim, şu anda Korsan Yatağı'nda kalıyorum. Geçenlerde gördüğüm (sanırım 2-3 kg vardı) akya dışında pek balık bulamıyorum.
@kaancalam anlatımına ,avına, heyecanını bana yansıtmana hayran kaldım , güzel avlar güzel anılar olmuş tebrikler kardeşim.
@kaancalam uzun zamandır kayıplarda. Kaanı tanıyanlara sesleniyorum lütfen irtibata geçin forum olarak yeni av paylaşımlarını merakla beklediğimizi kendisine iletin 🙂
Bu paylaşıma nasıl olduysa yorum yapmamışım. Fotoğraflar ve anlatımıyla on numara av paylaşımı olmuş nefesine ve kalemine sağlık 👍