Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz
Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.
Sevgili dostlar,
Eylül aylarını her zaman çok sevmişimdir. Hem yazın bunaltıcı sıcakları biraz olsun geçmiş olur,hem sahillerdeki kalabalık azalır hem deee bizim kıyılar topan kefal yaparr.
Geçen hafta izinli olduğum neredeyse her gününü dalışa ayırdım. Her balığın av mevsimi olduğu gibi bizim bu meşhuur Karaburun Kefali yani topan kefal kıyılayıp yumurta döküyor. Yumurtası da bir o kadar değerli.
Geçtiğimiz pazar sabahı babamıda topan kefal ile büyüleyerek sabah suyu için yanımda gelmesini söyledim. İzmir gibi büyük bir şehirde haftasonu bir yere gitmek çok büyük eziyet. Artan nüfusa yetmeyen yollar haftasonunuzu trafikte geçirmenize neden oluyor. Ben de böyle günlerde sabah 4-5 gibi yola çıkarak sabah suyuna yetişiyorum ve 9-10 gibi dönüşe geçiyorum böylece trafik derdi olmuyor.
Sabah suyunda planladığım meraya vardığımda sert hava beni heyecanlandırmıştı. Her ne kadar topanlar için girecek olsamda süprizlere açıktı.
Kıyıdan 15-20 dakika uzaklıktaki merama palet vurdum ve ava başladım. Daha dalışın başında olmama rağmen güzel topan sürüleri görmüştüm ancak çalkantılı su ve uzun tüfeğim beni zorluyordu.
Güzel bir sürüden iri bir topan vurmuştum ancak çokta kaçırmıştım.
Dönüş yoluna geçtiğimde orta sudaki yem balıklarının sıkıştırılıp dağıtıldığını görünce etrafta avcı balık olabileceğini düşünerek 14-15 metre derinlikteki suya örümcek tekniği ile çöküşe geçtim. Henüz birkaç saniye geçmişti ki devasa torik sürüsü üzerime doğru saldırıya geçti resmen. Soğukkanlılık ile harika bir atış yaparak bana en yakın toriği kulak arkasından yani garanti bir yerinden vurmayı başarmıştım. Tetiği çeker çekmez bir makara sesi duyulmaya başlandı ki özlemişim resmen.
Balığı birkaç dakika yorduktan sonra yavaş yavaş çekmeye başladım. Balık bana doğru yaklaştıkça daha da asılıyordu ve ne yazık ki üzerinde şiş ile beraber misinayı patlatarak kaçtı.
Bir önceki dalışın tadı damağımda,şişi balığın üzerinde kalınca en yakın zamanda Volkan kardeşim ile beraber haftaiçi kaçamağı yapalım dedik.
Acele şekilde saat 15 gibi yaptığımız bir plan ile yanımıza sadece çadırımızı ve dalış takımlarımızı alarak yola çıktık. Akşam suyuna yetişebilirsek yemekliği çıkartacaktık ve bir sonraki günün sabahınada dalıp dönecektik.
İstediğimiz meraya saatinde ulaşamayacağımız için bize en yakın deniz kenarından girip birkaç balık vuralım dedik.
İyi ki o çipura varmış yoksa aç kalacaktık vallahi 🤣
Güneşin kızıllığı denizin üzerinde batmaya yakın çipurayı vurduktan sonra hemen dönüşe geçtim ve arkadaşım çıkana kadar toparlandım. O da sudan çıkar çıkmaz sabah dalacağımız meraya yola koyulduk ve çadırımızı kurup mangalımızı ateşe verdik.
Sabah 6'ya kurduğumuz alarma uyanamayınca tembel suyuna girelim bari dedik. Biz ayılana kadar meradan bir zıpkıncı sudan çıkıyordu hatta. Hem meranın dağılmış olması hem de insan kalabalığının olması nedeniyle hiç ama hiç giresim yoktu ancak hem arkadaşımı yalnız bırakmak istemiyordum hem de o şişimi çalan toriği görürsem eğer iki laf edecektim ona.
Homurdana homurdana dünden kalan kokuşmuş ıslak elbiseleri giyerken Volkan'da bana ''Kofana vuracaksın bak,oğlum valla gir bak kofana göreceksin'' gibi şeyler diyerek gaz veriyordu arada. Meğersem haklıymış çocuk nerden bileyim 🙂
Suya girer girmez vurduğum bir topan ohh dedirtti. Ardından iki üç kefalle uğraşırken hiç ümidim olmamasına rağmen daha önceden kofana,akya gibi balıkların vurulduğu ve görüldüğü bir alanda sakin ve güzel agaşonla karışık sürünme tekniğimi uygulama başladım.Sert rüzgarların yarattığı hafif bulanık sularda bu teknik ile çok güzel balıklar vuruyorum. Güzel sargozlar,iri kefaller vardı merada ancak içime doğmuş olacak ki nefeslenirken bir sonraki dalışımda bir şeylerle karşılacağımı bilircesine bir iniş yaptım ve kayaların arasında kendime saklanacak bir boşluk buldum.
Bulanık suyun içerisinden gelen gölgeye öyle bir hazırdım ki bunun kofana olduğuna adım gibi emindim.
Hızlıca gelen meraklı katil,benimle karşılaşınca yavaşlamıştı ve yan vererek benden gelecek vur emrini bekliyordu. Çok iyi yerinden olmasada yakın mesafeden ipe geçirerek atışımı yapmıştım.
Daha geçen gün sonu hüsran biten makara sesimi tekrar duyuyordum ve endişeliydim açıkçası. Şişi alan balık kendini önce açığa doğru sürdü ve gözden kayboldu. Sürekli ipin tansiyonundan balığın varlığını hissetmeye çalışıyordum. Bir süre sonra ip boşladı ve ben de soğuk terler sıcak suya karıştı tabiki. Açığa giden balık aslında kendini dibe vurmuştu. İpin boşluğunu alarak çektim ve gümüş rengindeki parıldamasını gördüğümde heyecanım tekrar arttı. Bu sefer hiç zaman kaybetmeden balığın üzerine doğru hareketlendim ve kenetlendim. Ellerimi solungaçına geçirdiğimde ise derin bir oh çektim. Söndürüp garantiye aldıktan sonra sevincimi Volkan kardeşim ile paylaşarak dalışımı hemen bitirdim.
Deniz ana toriğin faizini kofana ile ödemiş oldu bana.
Dalış sonunda eşyalarımızı,çöpümüzü toplayarak, nasıl bulduysak o şekilde bırakarak,denize toprağa teşekkür ederek günümüzü sonlandırdık.
Daha güzelleri sizlere nasip olsun. Sağlıklı dalışlar
Söndürüp garantiye aldıktan sonra sevincimi Volkan kardeşim ile paylaşarak dalışımı hemen bitirdim.
Bu kısım sanki biraz tam böyle olmamış gibi daha çok arkadaşınla mırmır geçtin diye hatırlıyorum ben 🤣 🤣
Harika yazı ve av olmuş, muhabbetiniz daim olsun. Hekimide foruma kazandırmak lazım.
nefesine azğına yüreğine ağlık kardeşim mükemmel bi av olmuş baştan sona 👍 👍 👍
şairane yazı balıklarında maşallahı var tebrikler ...